AROMATERAPİ

Aromatik bitkilerin kokuları yani uçucu yağları kullanılarak yapılan tedavi yöntemine “aromaterapi” denir. Koku insanın 5 duyusu içinde beynin direk uzantısı olan burun sayesinde algılandığı ve direk limbik sistemi, yani duygusal beyni etkilediği için aromaterapi sadece kimyasal bir takım maddelerle bedenin tedavisi olmayıp zihin ve ruhsal durum üzerindeki direk etkileri itibarıyla “bütüncül” bir tedavi şeklidir.

 

Uçucu yağlar genellikle distilasyon (imbik) sistemiyle elde edilir. Bu sistemde genellikle su buhar haline getirilip, bitkilerin çeşitli kısımlarındaki yağ keselerine ulaşır ve sıcaklık etkisiyle bu yağ keselerinin açılmasına sebep olur. Yağ keselerinden “uçan” yağlar su buharı ile birlikte borulardan geçerek İbni Sina’nın bulduğu bir yönteme uygun olarak kullanılan soğuk bölmeye geçerler. Soğuğun etkisiyle sıvı haline gelen bu “yağ-su karışımı” aşağıya doğru akıtılarak başka bir bölmeye geçerler ve doğal bir şekilde yağ kısmı üst tarafta kaldığı için bu kısım bir muslukla ayrılır ve biriktirilir. Çözünmüş uçucu yağ bileşenlerine sahip damıtma suyu literatürde Hidrosol, hidrolat, çiçek suyu gibi isimler alır. Özellikle lavanta suyu, papatya suyu, gül suyu” gibi hidrolatlar terapi dışında günlük hayatta da kullanılır.

 

Bitkilerin uçucu yağları konsantre olup, bitkinin kimyasal gücünün belki 100 katı sayılabilecek potansiyelde fitokimyasallar barındırdığından uçucu yağları inhalasyon dışında bir yolla vücuda uygulamak ciddi durumlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle uçucu yağlara “sabit yağ” denilen uçucu nitelikte olmayan “taşıyıcı” yağlar eklenir.

 

Sabit yağlar ve uçucu yağların daha az bir kısmı (özellikle narenciyeler) ise soğuk sıkım yoluyla elde edilirler, yani basınç yoluyla yağlarının çıkması sağlanır. Bu işlem için gereken makineler ortam ısısını arttırdığı için yağların yapısının ısıda bozulmaması için ortam soğutulur; bu nedenle işlemin adı “soğuk sıkım”dır.